| Öğrenci Destek Hattı   | Öğretmen Destek Hattı |

 | Bize Ulaşın Bize Ulaşın | Site Haritası Site Haritası | Ana Sayfa Ana Sayfa |

s

 

HAYVAN DEYİP GEÇMEYİN

Veli dayı, o gün çok yorulmuştu. Ormanda çalışmış, ağaçlan budamıştı. Bu orman, onun evi gibiydi. Ağaçlar da sanki çocukları... Küçük bir kulübede yaşıyordu.

Bir gün kapısı birden "Küt! Küt!" diye çalınmaya başladı. Veli dayı kalktı, kapıyı açtı. Gözlerine inanamıyordu. Çünkü kapıda iri, kahverengi bir ayı duruyordu. Ayı garip sesler çıkararak ön ayağını gösteriyordu.

Dikkat etti, Ayının uzattığı ön ayağından kanlar akıyordu. Hemen geri gitti. Feneri aldı. Kocaman bir kıymığın, ayının ön ayağına saplandığını gördü. Bir pense aldı. Sıcak su getirdi. Önce yarayı yıkadı. Sonra inleyen hayvanın ayağındaki kıymığı sert bir hareketle çekip çıkardı. Sıcak su ile tekrar yıkadı. Kocaman bir gömleği yırttı, yarayı sardı. Başını kaldırdığı zaman ayı inleyerek geri gidiyordu. Arkasından baktı:

 Ne olsa ayı bu, diye söylendi. Bir kedi, bir köpek olsa elimi yalardı.

İçeri girdi, yatağına yattı.

Tam uyuyacağı sırada kapıda yine bir tıkırtı duydu. Yine kalktı, kapıyı açtı. Karşısında aynı ayı duruyordu. İki ön ayakları arasında, bir kovan dolusu bal tutuyordu.

Veli dayı, ellerini uzattı, Vahşi hayvanın başını okşadı, kovanı aldı.

Şükriye Yorulmaz

(Çocuk ve Yuva, 1987)

 

  Ana Sayfa